CFR’ın öyküsü, I. Dünya Savaşı’nın hemen ardından toplanan Paris Barış Konferansı’na uzanır. Konferansa’ katılan delegeler, 30 Mayıs 1919’da Paris’te Hotel Majestic’te uluslararası bir grup kurmak amacıyla toplandılar; böylece uluslararası ilişkilerde hükümetlerine tavsiyede bulunacaklardı. Bu toplantıda oluşturulan organizasyona Institute of International Affairs (Uluslararası İlişkiler Enstitüsü) adı verildi. 5 Haziran 1919’daki bir toplantıda ise bunun tek bir organizasyon değil, birbiriyle yardımlaşan ayrı kuruluşlar olarak düzenlenmesine karar verildi. Sonuçta merkezi New York’ta olan ve Amerikan dış politikasıyla ilgilenecek olan Council on Foreign Relations (CFR) kuruldu
I. Dünya savaşının hemen arkasından Paris Barış Konferansı toplanmıştı. Konferansa katılan delegeler 30 Mayıs 1919 yılında Hotel Majestic’de uluslararası bir grup kurmaya karar verdiler ve amaçları uluslararası ilişkilerin yürütülmesinde, yönetilmesinde ABD hükümetine tavsiye de bulunmaktı.
Veya başka bir deyişle ABD hükümetini kontrol altında tutmak, kendi politikaları gereğince hareket etmesini sağlamaktı. Bu toplantılardan sonra kurumun ismi verilmişti. Nur topu gibi “İnstitute of International Affairs” yani Uluslararası İlişkiler Enstitüsü kurulmuştu. Bunun devamında başka kardeş kuruluşlar da ortaya çıktı. Çıkmalıydı da… Zira amaçları bir kaç koldan kontrol altında tutacak baskıyı oluşturabilmekti. Nihayet üst kurum olan ve ABD’nin devletsel anlamda nüfuzunu had safhaya kadar gerçekleştirilen küresel siyonist baronların patronluğunu yaptığı en başında da David Rockefeller’in olduğu CFR kurulmuş oldu ve o günden günümüze kadar CFR her zaman ABD’nin dış ilişkilerinin yönetilmesinde ve uluslararası politikaların yönetilmesinde kilit rol oynadı.
CFR bugün halen daha faaliyetlerine devam etmekte ve ABD’nin dış ilişkilerine etki edecek kadar önemlidir. 2016 yılının Haziran ayında CIA şefi Dış İlişkiler Konseyinin Washington DC’de ki toplantısına katılmış ve “Uluslar Arası Tehditler ve İstikrarsızlık” konulu bir konuşma yapmıştı.
CIA Direktörü Brennan konuşmasında küresel ısınmanın tehlikelerinden bahsetti ve küresel çapta ki terör saldırılarından daha tehlikeli olduğunu ve bunun için gökyüzünün ilaçlanması gerektiğini, hatta bu önlemin bile belki de yetersiz olduğunu, yeni alternatiflerin geliştirilmesi gerektiğini ve bilim adamlarına daha çok iş düştüğünden dem vurmuştu.
CIA Direktörü boşuna konuşmuyordu. Zira başında olduğu kurum Chemtrail operasyonları için milyon dolar harcıyordu. İşte aşağıda ki belge de Chemtrail operasyonlarının bir çizelgesi. Bu belge Hava Kuvvetleri Phillps Laboratuarı tarafından geliştirilen ve siyah karbon auoroseller kullanımına ait zaman çizelgesini gösteriyor ve hava kuvvetleri tarafından CIA’e bilgi amaçlı sunulmuş olan rapordan bir sayfa…
CIA Direktörü Brennan küresel elitlerin değirmenine su taşıyordu ve tek tesellimiz şimdilik Türkiye’de MİT başkanının Chemtral operasyonlarını destekler açıklamalarının bulunmadığını görmekti belki de…
Milli İstihbarat Teşkilatı başkanımız küresel ısınma konusunda açıklama yapmıyor olsa da, CIA direktörü hiç boş durmuyordu. Daha sonraları CFR’ın başka bir oturumunda ise aerosol enjeksiyon programının (chemtrailin) küresel sıcaklıklığın verdiği zararların önüne geçebileceğini ve sınırlalayabileceğini anlatıyordu.
2007 yılının ABD başkan yardımcısı ve yönetmen Al Gore küresel ısınmaya karşı belgesel yapmıştı ve tahmin edeceğiniz gibi Chemtrail operasyonlarını desteklemişti.
Kursad hocam elinize sağlık,
sağolun güzel yazı olmuş